Kadim Bilgelik Atölyesi
Ali Naki Gündoğdu
Atölye İçeriği
Bu atölyemizdeki sohbet konularımız aşağıda belirtildiği gibidir;
1-Kadim Bilgeliğe Giriş
2-Anadolu Bilgeliği
3-Kadim Hermes Bilgeliği
4-Yunan Felsefesi
5-Kadim Pers Geleneği
6-Orfe Bilgeliği
7-Vahdet-i Vücûd Geleneği ve Muhyiddin Arabi
Bu belirtilmiş konular her ne kadar başlık olarak verilmiş olsa dahi, bu atölye çalışmasında “temel seviye” Kadim Felsefi sohbetler gerçekleştirilmiş ve tüm bahsi geçen geleneklerin içinde bir yolculuk yapılmıştır adeta. Amaç; dinleyiciye farklı bakış açılarından pencereler açabilmek olmuştur. Umarız kalplerde yerini bulsun sözler.
Atölye İçeriği
Kadim Bilgeliğe Giriş
Eski Yunan dilinde söz kavramını vermek için üç sözcük vardı: Mythos, Epos, Logos...
Mythos; söylenen veya duyulan sözdür, masal, öykü, efsane anlamlarına gelir. Epos; belli bir ölçüye ve düzene göre söylenen sözdür. Logos; gerçeğin insan sözüyle dile gelmesidir. İdris Nebi mekteplerinde, Zarahostra'nın Pers geleneğinde, Orfe'nin bilgeliğinde, Anadolu'nun dergah ve ocaklarında, Selçuklu ve Osmanlı'nın külliye mekteplerinin ve dergahlarıının ana temel söyleminde olan sembol: Logos! Anlam ve titreşimi farklı geleneklerde farklı olsa da, manası Bir'dir. Dinliyoruz.Anadolu Bilgeliği
Varlığın nesneleştirilmediği, kadim bilgeliği kendinde cem etmiş 5 uygarlığın, günümüze taşınmış izleklerini takip ediyoruz. Anadolu Bilgeliğinden, Yunan felsefesine, Kadim Hermes bilgeliğinden Üryan mekteplerine geniş bir yolculuk var bu bölümde. Tarifi mümkün değil, haydi buyrun dinlemeye. Üstelik Yunus'dan bir Avaz eşliğinde.
Aşıklar Yolunda
Anadolu kadim bilgeliğinde kıssadan hisseler. Kadim bilgelik sayesinde sade ve basit bir şekilde kendi mitoslarımızla bağ kuruyoruz. Müziğin, sazın, neyin kutsiyeti ve anlamı. Asa'ya dönüşmüş enstrümanların sırrı, Anadolu'da Alevi, Bektaşi, Mevlevi geleneklerindeki sembolleri okumak-idrak etmek üzerine bir sohbet ve güzel bir Ney dinletisi sizi bekliyor.
Orfe Bilgeliği
Yunus Emre'nin bir nefesiyle bu bölüme başlarken, 3000 yıl önce Orfe'nin yapmış olduğu bir çağrının sesiyle, nuruyla titreşiyoruz. Hepsi Bir. Kendini kendinden doğurmuş, öze yolculuğunu tamamlamış ve bir ayin-i cem meydanında pir-i muganların nefesinden doğmuş olan Orfe, 15 yıl Mısır mekteplerinde inisiyasyonlarını tamamlamış ve Trakya'ya gelip inisiyasyon okullarını açmıştır. Nurunu Anadolu'ya getirmiştir. Zira hakikatı bilen söyleyemez, hakikat bir mekanda, bir cemde birlik halinde yaşanır. Alevi ve Bektaşi geleneklerinin, ritüellerin temellerini de görüyoruz bu bölümde.
Vahdet-i Vücûd Geleneği ve Muhyiddin Arabi
Vahdet-i Vücud geleneğini Tasavvuf'ta ifade eden Muhyiddin İbn-ül Arabi sohbetine davetlisiniz. 1165-1240 yılları arasında yaşamış olan ve kendinden önce yaşamış peygamberler silsilesini kapsayan Arabi, gelenekte Şeyh-ül Ekber olarak anılır.
"Yoluma, gönlüme, eserlerime bu derde müştehak olmayanlar girmesin" der. 900'den fazla eser bırakmış, Hz.Mevlana'ya 80.000 nefes söylemiştir. Tüm söylediklerini en kısa özetle derlersek; "Hamdım, piştim, yandım. Edep Ya Hû."