BiR'in Ekolojisi

Her şey birdir. Hepimiz doğanın parçasıyız. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Aynı çiçeğin tozuyuz. Bu cümleleri çeşitli vesilelerle kullanıyoruz. Peki gerçekte neyi ifade ediyorlar? İnsan, bir yanıyla bir bilinç varlığı, bir yanıyla da canlılar aleminin bir parçasıdır. Fiziksel bedeninin canlılığını koruyabilmesi için kaynağı doğada olan gıdalarla beslenmekte, toprak, su, hava ve güneş ışığını diğer varlıklarla ortaklaşa kullanmaktadır. Bu başlık altında bizleri moleküler düzeyde birbirimize bağlayan mekanizmayı, doğanın işleyişini ve bu işleyiş içinde diğer canlı ve cansız varlıklarla nasıl bağlandığımızı anlayacağız.

Doğa sonsuz bir çeşitlilik üretiyor. Bu üretimi de son derece basit kurallara göre yapıyor. Üstelik bu kurallar sadece yabanıl doğada değil, yaşamın, canlılığın bulunduğu her yerde karşımıza çıkıyor. Örüntüleri kavramak hem bu gezegendeki canlılığın devamlılığının çıkmaza girdiği bu çağda çözümler üretmemizde en büyük yardımcımız olacaklar. Bu başlıkta anlatılanlar bizi şu sonuçlara götürecek: – Hepimiz aynı kurallara tabiiyiz. – Aynı maddenin değişik formlarından oluşuyoruz. – Madde ve enerji sürekli akıyor. – Bir en büyüktür, içinde çok var.

Tarım, insanın yeryüzü üzerinde en büyük etki yarattığı etkinlik alanı. İnsan bu sayede gıdasını doğal koşulların hükmünden kurtarmış (kurtardığını sanmış) ve yine tarım yoluyla doğaya aşırı müdahalelerde bulunmuştur. Bunun sonucu olarak toprağı ve suyu kirletmiş, aşırı kullanarak verimliliğinin ve miktarını da azaltmıştır. Bugün geldiğimiz noktada yediklerimiz şifa kaynağı olmak bir yana bizleri zehirlemektedir. İnsanın tarım biçimi sadece doğayı, diğer canlıları ve ekosistemleri değil kendi bedenini de kirletmektedir. Tarım aynı zamanda içinde yaşadığımız iklim krizinin de en büyük sebebi ve mağdurudur. Doğanın işleyişini daha iyi kavrayarak onarım süreçlerini harekete geçirebilir ve bütüncül bir bakış açısıyla sağlıklı bir yaşam kurabiliriz.