Arbil Çelen Yuca

Adana’da 3 kardeşin en büyüğü olarak doğdu. Adana Anadolu Lisesi'nin ardından Mimar Sinan Üniversitesi’nde Şehircilik eğitimi aldı. "Küçükken ben de her çocuk kadar anlatıcıydım." diyen Arbil, cümlelerine şöyle devam ediyor; "Annemin şiirli cümlelerine, babamın sokak hikayeleri eklenirdi. Türkülere, Fransız şansonları karışırdı. Çok seyahat ederdik, yolda radyo çekmezdi ve babam bana ‘’haydi bir şarkı söyle’’ derdi. Livaneli repertuarım o zamanlardandır. Zamanla hiç susturulmadığım için anlatmak bende huy oldu." 1990'da Levent Kırca-Oya Başar tiyatrosunun bir parçası oldu, dans etti, şarkılar söyledi. 200 oyun boyunca dünyayı perdenin önünden izledi. 1994’te radyolar özelleşti, ulusal radyolarda Kayıp Lunapark ile anlatıcılık serüveni başladı. Kelebekler Vadisi sit alanı olsun diye 2 sene boyunca imza topladı. Ardından Nükhet Duru’ya vokal yapmak için yollara düştü. 2012'de Yazı Evi’ndeki sırdaş masada Yeşim Cimcöz’ün rehberliğiyle yazdıklarını anlatırken dünyaya onun gibi bakanlarla buluşmaya başladı. 2013’ten beri kişiye özel masallar yazıyor. Masallarda bir şehir nasıl planlanıyorsa, ögeleri o şekilde yerleştiriyor. Şehircilikte hikâye mekanla akarken; masalda zaman, mekân gibi bize hizmet etmek için yaratılıyor. Hikâye anlatıcılığının kullandığı simgesel dil engelleri, günlük anlatıma kıyasla kabulü kolay hale getiriyor. Son yıllarda sanatın herkes için bir ifade şekli olması için arayışta olan Arbil bu yolda, Kurtlarla Koşan Kadınlar'ın yazarı Dr. Clarissa Pinkola Estes ile Colorado'da Art As A Sacred Act çalışmasına katıldı. Herkesin anlatacağı, şarkılar söyleyip, dans edebileceği bir dünya için çalışmalarına devam ediyor.